Meta XEZAL
XEZAL TEYZE Eğer emeğin ve alın terinin ve saflığın kelime karşılığını bana sorsalardı aklıma tek gelen şey Xexal teyze olurdu. Sıcak soğuk demeden yaşamı boyunca omzundaki su kantarıyla Kıble bulağının suyunu taşıyarak kaç yüz kişinin o suyu içmesine vesile olmuştu. Kaç çocuk onun taşıdığı suyla hayat bulmuştur. Ve kim bilir o çocuklar şimdi nerelerde ondan habersiz yaşamlarını hangi düzeyde devam ettirmektedirler. Şimdiyse elimizde ondan geriye soluk birkaç fotoğrafından başka unutulmaya yüz tutmuş anıları kaldı sadece. Rahmetli Hazal teyzenin lakabına gelince kimin veli kimin deli olduğunu ancak Allah bilir. Onun meydanda anıtın önünde ettiği küfürler bana Ahmet Arif’in “Erkekçe olsun isterim / Dostluk da, düşmanlık da “ dizelerini hatırlatmaktan başka hiçbir duyguyu çağrıştırmamıştır. O kimselerin söyleyemeyeceği şeyleri mertçe meydanlarda sinsiliklerden uzak haykırmayı beceren tek kişiydi beklide. Eğer onun hayatını içimizden birisi tam anlamıyla yazmaya kalsaydı tüm boyutlarıyla şimdi Özalp’ten ikinci bir Yaşar Kemal çıkmış olabilirdi. Hayatı boyunca hiçbir erkeğin taşıyamayacağı bir yükü taşıyarak onurlu bir tavırla ve kimseye eyvallah etmeden çekip gitti Veysel’in deyimiyle sadık yârine. Allah ona hep rahmet etsin…03.09.2009 Mahmut ERDOĞAN |
Yorumlar
Anahtar Kelime: